Depreme hazırlıksız yakalanmamak için neleri bilmeli?

Depremlerin ani, güçlü bir şekilde olması nedeniyle doğa olayı bir afete dönüşerek can ve mal kayıplarına yol açmakta, ülkenin gelişmesini kesintiye uğratmakta ve oluşturduğu etki nedeniyle uzun süreli problemler yaratmaktadır. Deprem tehlikesini azaltmak elimizden gelmemekle beraber, alacağımız eğitimler, ev ve işyerlerinde yapılacak önlemlerle deprem zararlarını büyük oranda azaltmak tamamen bireylerin elindedir.

Deprem Öncesi Hazırlık

Afetin tanımı gereği devletin tüm afetzedelere aynı anda ulaşması mümkün olmayacaktır. Afetzedelerin yardımına ilk 72 saat içinde sadece aile üyeleri, komşularınız ve yakınınızda bulanan kişiler gelebilmektedir. Bu nedenle ilk 72 saatte kendi kendimize yetecek bilgi birikimi ve önlemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu önlemlerden ilki elbette yapısal önlemlerdir. Depreme dayanıklı yapılarda yaşamalı ve çalışmalıyız. Ancak, bu tür binalar da büyük depremler sırasında sallanmakta ve içerisinde bulunan eşya, makine, cihaz veya mobilyaların savrulması, kayması ve devrilmesi sonucu  yaralanma ve ölümler meydana gelmektedir. Bu nedenle ev ve işyerlerimizde yapılması gereken en önemli çalışmalar sırasıyla her ailenin ve işyerinin afet ve acil durum planını yapması gerekir. Bu planda ev ve işyerlerinde deprem sırasında savrularak, devrilerek bizlere zarar verecek her türlü tehlike belirlenmelidir.

Özellikle dosya dolabı, gardrop, büfe veya gümüşlük, buzdolabı, soba, şohben veya termosifon ve benzeri boyu eninden uzun eşyalar, mobilya ve cihazların mutlaka duvar, kolon veya kirişlere sabitlenmesi gerekir. Bu şekide evin ve işyerlerinn her odasının dolaşılarak tehlike avı dediğimiz tehlikelerin belirlenerek bir karta yazılması ve en kısa zamanda bu tehlikelerin ortadan kaldırılması için gerekli çalışmaların yapılması gerekir. İkinci husus, her aile tüm üyeleriyle brlikte deprem sonrası bir toplanma alanı belirlemelidir. Deprem öncesi yine en önemli husus deprem anında her insanın en doğal refleksi eş ve çocukları, sevdikleri, akrabaları ve arkadaşlarının durumunu öğrenme isteği, yani iletişimdir.

Önemli Olan Kaosu Önlemek ve İletişim

Silivri açıklarında yaşanan son depremlerde can kaybı ve büyük yıkımlar olmamasına rağmen oluşan kaos, insanların bilinçsizce kaçışması, herkesin telefonlarla sevdiklerine erişme isteği nedeniyle telefon hatlarında kesintiler yaşanmıştır. İletişimdeki bu kesintinin daha büyük depremlerde çok daha uzun süreli olması kaçınılmazdır. Bunun üstesinden gelmenin en kolay yollarından birisi, her ailenin kendi yaşadığı il dışındaki bir tanıdığını bölge dışı bağlantı kişisi olarak belirlemesi ve bu kişinin telefonun numarasının herkes tarafından bilinmesi gerekir. Hasar yapıcı bir depremin hemen sonrasında bu kişiye SMS atarak kendi sağlık durumunu ve toplanma bölgesine gittiğini belirten bir kısa mesaj göndermesi iletişimin sağlanmasına olanak verebilir. SMS’ten sonra hızlı ve kısa bir şekilde konuşma yaparak durumunu bildirmesi de mümkün olabilir. Ancak, herkesin telefonlarla konuşma arzusu nedeniyle kesilen iletişim o anda acil yardım ihtiyacı olan kişilerin de yardıma ulaşmasını engellemektedir. Acil ambulans, itfaye veya güvenlik birimlerine ulaşım ihtiyacı belki sizin, akrabanızın veya iş arkadaşalarınızın başına gelebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle depremin hemen sonrasında telefon kullanmaktan kaçınılması gerekir. Elbette GSM operatörleri ve Türk Telekom yetkililerinin Japonya’da yıllardır kullanılan bir sistemi hayata geçirmesi gerekir.

Afet anında hayatta kalmayı arttırmak için ÇÖK-KAPAN-TUTUN

Her bireyin öğrenmesi ve deprem sırasında yapması gereken temel davranış ÇÖK-KAPAN-TUTUN hareketi olup, bu hareket ABD, Japonya gibi birçok ülkenin tüm devlet kurumlarında ve okullarında öğrettiği ve uyguladığı yöntemdir. Bu yöntemin esası, hedef küçülterek can kayıplarını ve yaralanmamızı engelleyecek doğru davranışı yapmaktır. Deprem sırasında paniğe kapılmadan sağlam bir mobilya, sıra, masa veya sağlam bir eşyanın yanına çömelerek vücudumuzu mümkün olduğunca küçülterek ve bir elimizle ensemizi koruyarak diğer elimizle eşya veya mobilyaya tutunmalıyız. Eğer bir masa veya sıranın altına gireceksek iki elimizle masa veya sıranın ayağına tutunmalıız. Gece yatarken deprem olursa yatağın yanına yere boylu boyunca uzanarak bir elimizle yatak veya karyolayı tutarken diğer elimizle bir yastık veya yorganla yüzümüzü veya başımızı korumalıyız.

Olay Anında Binadan Çıkmaya Kalkmayın!

Sarsıntı başladığında yaşanılan korku ve panikle insanlar can havliyle bulundukları binalardan kaçmaya çalışmakta ve bir an evvel bina dışına kaçma eğilimi göstermektedirler. Bu davranış çok tehlikeli sonuçları olan ve doğru olmayan bir davranıştır. Çok büyük depremler sırasında oluşan sarsıntı nedeniyle ayakta kalmak çok zor olduğu gibi, merdivenlerin çökmesi veya binalardan dışarı kaçarken üst katlardan düşebilecek bina parçaları, cam kırıkları veya bina kaplaması gibi unsurların başınıza ve vücudunuza vurması nedeniyle yaralanma ve ölümle sonuçlanan birçok olay bilinmektedir. Sarsıntı başladığında panik olmadan güvenli bir eşyanın yanına sığınmak, eşya yoksa koridor veya bir kolonun dibine çökerek iki elimizle başımızı koruyarak sarsıntı geçene kadar bu konumumuzu korumak can kaybını önleyen en önemli davranıştır. Deprem sonrası ise önce vücudumuzu kontrol ederek yaralandıysak ilkyardımı orada yapmalı ve yakınımızdakileri kontrol etmeliyiz. Sakin bir şekilde başımızı bir yastık, çanta veya kitapla koruyarak bulunduğumuz yeri tahliye ederek toplanma alanımıza gitmeliyiz.

Ev ve işyerinde herkesin imkânı ölçüsünde acil durum çantası hazırlaması önerilen diğer bir önlemdir. Ancak, çantanın içinde olmazsa olmazlar ilkyardım çantası, biraz kâğıt para, düdük, el feneri, ilaç kullanıyorsak ilaçlarımız, gözlük kullanıyorsak yedek bir gözlük, bebekler için emzik ve mama ile çocuk varsa mutlaka bir oyuncak olması gerekir. Her aile kendi ihtiyacı ve kişi sayısına göre bu çantayı hazırlayabilir. Öncelike ilkyardım ve yangın söndürme eğitimleri almalıyız. Evimizde bir yangın söndürme tüpü ve manivela bulunmalı, 12 yaşından büyük herkesin mutlaka kriko ve takoz kullanarak enkaz kaldırmayı öğrenmesi çok önemlidir. Manivela ile bina oturması nedeniyle sıkışabilecek dış kapılar açılabilir, devrilen mobilyalar yerinden oynatılarak çıkış kapısı açılabilir. Enkaz altında kalan afetzedeleri kurtarmak için enkazın boyutuna göre farklı sayıda kriko ve takoz kullanılarak hayat kurtarmak mümkündür.

Unutulmaması gereken diğer bir husus da arama kurtarma ekiplerinin her enkaza hemen gelerek hayat kurtarmaya başlaması mümkün değildir. Deprem sonrası eğer sağlıklıysak mutlaka aile bireyleri, komşu ya da iş arkadaşlarımıza yardım etmeliyiz. Bunun için herkesin basit arama kurtarma, yangın söndürme, ilkyardım gibi bilgi ve beceriye sahip olması çok önemlidir. Deprem sonrası belirlenen toplanma alanına giderek yardım çalışmalarına katılmanız önerilir. Unutmayın ki büyük bir afette her türlü gönüllüye ihtiyaç duyulmaktadır. Burada anlatılan hususlar her birey için geçerli olup, deprem sırasında açık alanda, toplu taşıma araçarında veya araba kullanırken, işte veya tatilde başınıza gelebileceğini düşünerek her türlü durum için doğru davranış biçimlerini öğrenmelisiniz. Alınan eğitimler, kazanılan bilgi ve beceriler ile yaptıklarınız depremlerin zararını azaltacaktır. Son söz: Depremle yaşamak zorundayız, ama deprem nedeniyle ölmek, sakat kalmak ve ekonomik olarak çok büyük zararlar görmek zorunda değiliz…Eğitim ve önlem şart!.

*Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış'ın Bilim ve Ütopya dergisine yazdığı makalesinden alınmıştır.

Yeni yorum ekle

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.