Hoşgeldiniz. Nasılsınız ?
Hoşbulduk teşekkürler sizler nasılınız.
Teşekkür ederim.
1-) Okurlarımızın sizi tanıması için bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz ?
Ben Mehmet Kazan. 1981 Malatya Pütürge doğumluyum. 7 yaşında yakalanmış olduğum eklem romatizma hastalığı nedeniyle ortopedik engelli oldum. Tedavilerim devam etti ve yürüyemez hale geldim. 7 yaşından sonra tedavilerim devam etti. Şimdi yürüyoruz, çalışıyoruz, spor yapıyoruz ve İstanbul’da ikamet ediyoruz.
2-) Eklem romatizması hastalığına nasıl yakalandınız ? Aileden gelen genetik bir rahatsızlık mı ?
Bende 7 yaşında ayak bileği şişmesinden başlayıp daha sonra diğer eklem yerlerime sıçradı. O dönemde romatizma ile ilgili teşhis yada tedavi yöntemleri tıpta o kadar gelişmiş değildi. Gelişmemiş tıptan dolayı ağrı kesicilerle tedavi sürecim oldu ve açıkçası ondan sonra hastalığım ilerlerdi. İlerleyince yürüyemez hale geldim. Ben 1994 yılında tedaviye İstanbul’da başladım. 1994’te başlayan tedavi sürecimde ameliyatlarla hastalığımın düzelmesi baya iyi oldu. Halen tedavim devam ediyor.
3-) Küçük yaşlarda eklem romatizması hastalığına yakalandınız. O dönemin şartlarını da baz alırsak o yaşlar da hastalığınız konusunda neler hissettiniz ?
Psikolojik olarak hiç kötü düşünmedim. En üzüldüğüm nokta genç yaşta ufak yaşta arkadaşlarım top oynarken ben oynayamıyordum, onlar gezmeye giderken ben gidemiyordum. Bu beni çok üzüyordu. Ama her şeyde bir hayır vardır.
4-) Peki bu süreçte size destek olanlar oldu mu ?
Yok olmadı. Arkadaşlar değil de köy yerlerinde insanlar biraz bilinçsizdi o zamanlar. Destek değil de o zamanlar köy yerlerinde ki insanlar daha bilinçsizdi ve daha farklı bir bakış açıları vardı. Allaha şükür olsun sıkıntılı dönemleri çok rahat atlattık.
5-) Tedavi süreciniz nasıldı ?
Şimdi o dönemden 7 yaşına yakalanıp 1994 yılında tedavi için İstanbul’a geldim. Bir sürü ameliyat geçirdim, fizik tedaviler gördüm ve ondan sonra düzelmeye başladım. Ama sporla birlikte hastalığım durdu ve biraz iyileşmeye başladım. Tam anlamıyla düzelemesek de Allaha şükür olsun iyiyiz.
6-) Golf sporu ile ilgilendiğinizi biliyoruz ve ülkemizi yurt dışında çok iyi temsil ediyorsunuz. Golf sporuna başlamaya nasıl karar verdiniz ?
Benim hayatım hep tesadüflerle dolu ve golfla da tesadüfen tanıştım. Burada dernekte arkadaşlarla oturuyorduk ve arkadaşlar golf federasyonunun golf alanında engelli milli takım oluşturma projesi var dediler. 23 Nisan 2007 gününde arkadaşlarım beni zorla programa götürdüler. Bu programa gittiğimde golfu bilmiyordum. O sıra Almanya’dan hocalar gelmiş, benimde bu işi yapmamı istediler. Bende bu işi yaptım ve orada iyi mesafe gittim. Daha önce oynadın mı dediler. Demek ki biraz yetenek vardı. 2007 yılında seçmeleri kazanmış oldum ondan sonra çalışmalara devam ettik.
Golf de bir çok alanda başarınız var. Dünyada yurt içi ve yurt dışı başarınız var. Madalyanız, birincilikleriniz var ve bu alanda ülkemizi gururla temsil ediyorsunuz.
Avrupa’da 7 tane şampiyonluk, 4 tane ikincilik ve 3 tane üçüncülüğüm var. Türkiye’de 7 tane şampiyonluk, 5 tane ikinciliğim var. BMW Dünya Finaline gittim ve orada altıncı oldum. Tabi orada sağlamlarla yani engelliler ile yarışmadım. Burada ki BMW Turnuvaları hep sağlam insanlarla oluyor engelliler ile değil.
7-) Büyük başarı elde etmiş birisi olarak bu süreçte karşılaştığınız zorluklar oldu mu ?
Şimdi uğraştığınız her alanda zorluluklar oluyor. Ben çok sıkıntı çok zorluk çektim. Başarı diye nitelendirdiğimiz perdenin arkasında çok zorluklar, çok çalışmalar, çok emek, çok ekip var. İşten izin alamıyorsunuz, antrenmanları yeterli yapamıyorsun, destekleyici antrenmanları, fitness, pilates bunları yapman gerekiyor. Mentol hocan olması gerekiyor yani bir sürü faktör var. Onları bütün olarak düşünmek gerekiyor. Çünkü başarının arkasında bunlar var. Hep bir engellemeler ile karşılaştık ama sabırla çalıştım. Sabırla ve azimle başardım. Ne dedim ben engelli değilim beni engellemeyin destek olun yani fikriniz ile engellemeyin. Çünkü fikri ile insanın hayatını ya da yapacağı işi engellerseniz o zaman ne oluyor ? Yaptığın işte başarısız oluyorsunuz.
8-) Bugün golf maçınız vardı ve maçtan sonra röportaj gerçekleştirmek için sizinle bir araya geldik. Maç ve röportaj günü çok iyi denk geldi. Bugün ki maçınız nasıl geçti ? Bize biraz golf maçlarından bahsedebilir misiniz ?
Şimdi golf sporu 18 parkurdan oluşuyor. 18 parkurun 5 tanesi 500 metredir uzunluğu, 8 tanesi 380 - 400 metre uzunluğu, 3 tanesi de 130-180 metre mesafe uzunluğundadır. Bunlarda kum engeli vardır, bitiş yerleri zor yerlere yapılmıştır. Bunları toplam 73 vuruşluk sahada hatasız bitirirsin. Nedir bu 5 vuruşluk yeri 4’le bitirirsen iyi, 5’le bitirirsen yine iyi ama 6-7 vuruş yaparsan kötü. Golf de eksi yapmak iyidir artı skor yapmak kötüdür. Yani çok fazla vuruş yaparsan kaybediyorsun, az vuruş yaparsan kazanıyorsun. Dolayısıyla sahada en az vuruşla sahayı bitirirsen diğer rakiplerine göre dereceyi sen elde etmiş oluyorsun. Şimdi bunun rüzgar faktörü var, çimli sahanın konumlaması, kum engeli var, su engeli var bir sürü zorluk faktörü var. Az zaman değil bu da 4.5 falan saat sürüyor. Golfun ekipmanları da var. Şimdi 14 tane krafla oynanıyor ve her birinin kişiye göre vurduğu mesafe vardır. Başlangıçta kullandığın klaf farklıdır bitişte yani bitişe yakın kullandığın klaf farklıdır. Yerine göre konumuna göre metrejanına göre kullanıyorsun. Dolayısıyla bunları iyi kullanırsan, dersine antrenmanda iyi çalışırsan sahada da iyi neticelenirsin. Bugün ki maçta arkadaşlar arasında bir maçtı. Hamit Altıntop ve iki tane iş adamı vardı. Onlarla kendi aramızda geçen eğlence niteliğinde bir maç oldu.
Peki Hamit Altıntop golfu nasıl oynuyor ?
İyi oynuyor iyi oyuncu bir de hemşerim olur.
9-) Yurt içerisinde ve yurt dışında müsabakalara, turnuvalara çıkıyorsunuz. Yurt içerisinde veya yurt dışında gerçekleşen golf müsabakalarından şu maçı hayatım boyunca unutmam dediğiniz maç anınız var mı ? Varsa bahsedebilir misiniz ?
Çok üzüldüğüm 1 hatta 2 maç oldu. Çok sevindiğim maçlarda oldu. Benim çok üzüldüğüm maç Fransa’da 2012 yılında ilk gün rakibime göre 6 puan öndeyim. Son gün çok rahat birinci olacağım maçtı. Akşam yediğim yemekten herhalde ateşlendim ve sabah kadar uyuyamadım. Sabah maça çıktım bütün her şeyim ters gitti. Oradan vuruyorum top kuma gömülüyor, düz yerde bagi devrildi, top ağacın köküne girdi. 2 sayı ile birinciliği, 1 sayı ile ikinciliği averajla da üçüncülüğü kaybettim. Gerçekten çok üzücü bir maçtı. 10 gün sonra Çek Cumhuriyetinde turnuva vardı. Hatta burada arkadaşlar bu kadar öndeyken maçı nasıl kaybettin dedi bende bak 10 gün sonra Çek Cumhuriyetinde turnuva var ne varsa toplayacağım dedim. 10 gün sonra Çek Cumhuriyetine gittim. 3 dalda kupa vardı hepsini kazandım ve rekor kırdım. BMW Dünya Finalinde sağlamlarla yarıştığım maçta Türkiye adına bir ilke imza atarak dünya altıncısı oldum. Seyahatte uçak rötarları sebebi ile 3 uçak değiştirdim ve antrenman yapamadım. Sahaya antrenmansız çıktım ve dünya altıncısı oldum. Sahalarda antrenman yaparsanız sahanın bölümlerine rüzgarına vb. koşullarına alışırsınız.
10-) Golf sporunu engellilerin yapması için önerileriniz var mı ?
Engellilerin golf sporunu değil de kendi fiziksel yapılarına göre bir sporla uğraşmaları gerekiyor. Yani herkes golf oynar mı oynayamaz. Şimdi orada mesela golfta işte tek ayaklı olsa zor olur, topa vururken dönüş yapıyorsun yere sabit basman gerekiyor. Benim fiziksel yapım engellikten dolayı golf sporuna uygun. Sırtım düz, kalçam dışarıda bende golf pozisyonu var. Yani hastalığın vermiş olduğu avantaj. Pahalıda bir spor ekonomik durumun iyi olmasa zor. Ben milli sporcu olduğum için bir takım şeylere para ödemiyorum. Keyfi için oynamaya kalkarsan çok maliyetli bir spordur. Topu pahalı, klafı pahalı, sahası pahalı, giyimi pahalı, bizim için zor iş. Kendi fiziksel yapısına göre okçuluk olur, yüzme olur basket bol olur. Kendi fiziksel yapısına göre bir sporla uğramak, bir aktivite ile uğraşmak gerekiyor.
11-) Ülkemiz dünya da golf alanında nasıl bir konumda ?
Milli takım adına bireysel yarışıyoruz. Dünya sırlamasında engellilerde ben 24.sıradayım. Bu bir başarı kriteri ona göre bakmak lazım.
12-) Golf sporunda gördüğünüz eksiklikler var mı ? Nasıl iyileştirmeler yapılabilir ?
Şimdi golf sporunun bizim ülkemizdeki en büyük sıkıntısı tesislerin az olmasıdır. Yerel yönetimlerin tesisleşme adına katkı sunmaları gerekiyor. Bence bizim toplumun, halkın doğa ile iç içe spor yapmaları gerekiyor diye düşünüyorum. Dünyanın her tarafında Avrupa’ya bakıyorsunuz İsveç küçük bir yer, Malmö gidiyorsunuz küçük bir şehir fakat 6 tane golf sahası var. İstanbul 15-16 milyon nüfusa sahip 2 tane golf sahası var, yetmez. Doğayla iç içe spor yapıyorsun kavga yok gürültü yok leziz bir ortam var. Diğer sporlar gibi temas ederek güç kullanarak yapılan bir spor değil. Ne yaparsan kendin yapıyorsun. Hakemde oyuncuda sensin. Bizim ülkemizde tesis olursa bizden çok cevherler çıkar diye düşünüyorum.
13-) İleride Türkiye Golf Federasyonu Başkanlığı düşünceniz var mı ?
Yok. Başkanlık benim işim değil. Benim hedeflerim var.
Hedefleriniz nelerdir ?
Şimdi inşallah bu sene 7 tane müsabaka var. Bir tanesi dünya kupası niteliğinde ve onlarda en iyi başarıyı elde etmek. 2024 olimpiyatlarında engelli branşına golf girerse olimpiyatta zirvede işi noktalamak. Yani eğitim anlamında bilgilerimi benden daha iyi yapacaklarla paylaşmak.
