Bir kızamık olgusunun acıklı sonu

Yıl 1984-85. Tıp fakültesindeki son yılım. Belki de son aylarımdan biri.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları stajındayız. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde sayıları çok olmayan tek kişilik hasta odasındayız. Yatakta bir deri bir kemik deyimine uygun görünümde 12-13 yaşlarında bir erkek çocuğu!

Dosyasından kızamık geçirdiğini anlıyoruz. Pek çoğumuz, henüz aşısı uygulanamazken bu çocukluk çağı hastalığını geçirdiğimizi anımsıyoruz. Bu hastadaki farken kötü kızamık komplikasyonlarından birisinin gelişmiş olması. SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit)!

Ağır beyin hasarı biyolojik olarak canlı, toplumsal olarak ölü bir evlat bırakmış ardında!

Çocuk elbette durumun farkında değil! Bir de aileye sorun. Bilmem kaç binde bir görülen komplikasyon onlar için yüzde yüz anlamı taşıyor.

Aşıyla önlenebilecek bir hastalıktan geriye kalandır yaşanan!görsel

Her şey gibi aşılar da tartışılabilir.

Ama, bir koşulla!

Aklımıza takılan kuşkuya, akılcı ve bilimsel verilerin eşlik etmesi olmaz olmaz koşuldur.

Bu olmadan sergilenen aşı karşıtlığı akılcı ve bilimsel dayanaktan yoksun kalacaktır.

Aşı karşıtlığı “bir halk sağlığı sorunudur” desem abartmış olur muyum?

Ceyhun Balcı