Yaşam Tarzı Değişikliği ve Sağlıklı Beslenme

Dünya Sağlık Örgütü anayasasında sağlık şu şekilde tanımlanmıştır: “Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhen ve sosyal yönden tam iyilik halidir.”

Sağlıklı bir diyet vücudumuzu beslemek için gerekli yakıtı sağlar, ancak sağlıklı yaşam tarzı ve güçlü bağışıklık sistemi için başka kilit oyuncular da vardır. Bunlar arasında düzenli aerobik aktivite, yeterli dinlenme ve uyku, stresi yönetme, yeterli su tüketimi, yeterince güneş ışığı alma ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurma yer alır. Hepsi ayrı ayrı yapbozun parçaları gibidir. Ne kadar çok parçayı bir araya getirirseniz o kadar güzel bir tablo elde edersiniz.

Peki bu yaşam tarzına uygun beslenme düzeni nasıl olmalı? Sağlığınızı iyileştirmek, enerji seviyenizi yükseltmek ve kronik hastalıkları önlemek için atabileceğiniz en güçlü adımlardan biri bitki bazlı bir diyete geçmektir.

Pek çok kronik hastalığın işlenmemiş, bitki bazlı bir diyetle önlenebileceğine, kontrol altına alınabileceğine ve hatta tersine çevrilebileceğine dair mükemmel bilimsel kanıtlar var. Dönüm noktası niteliğindeki "The China Study" kitabında vurgulanan bilimsel araştırmalar, bitki bazlı bir diyetin tip 2 diyabet, kalp hastalığı, belirli kanser türleri ve diğer önemli hastalık riskini azaltabileceğini göstermektedir.

Araştırmalar, bitki bazlı diyetlerin vücut kitle indeksi, kan basıncı, HbA1C ve kolesterol seviyelerini düşürebilecek uygun maliyetli, düşük riskli müdahaleler olduğunu göstermektedir. Ayrıca kronik hastalıkları tedavi etmek için gereken ilaç sayısını azaltabilir ve iskemik kalp hastalığı ölüm oranlarını düşürebilirler. Doktorlar, özellikle yüksek tansiyon, diyabet veya kardiyovasküler hastalığı olanlar olmak üzere tüm hastalarına bitki bazlı bir diyet önermeyi düşünmelidir.

Sağlıklı beslenmenin en iyi yolu, işlenmemiş bitki bazlı gıdaları teşvik eden ve et, süt ürünleri ve yumurtaların yanı sıra tüm rafine ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması gereken bir düzen olarak tanımladığımız bitki bazlı bir diyetle elde edilebilir.

Tam, rafine edilmemiş veya minimum düzeyde rafine edilmiş bitkisel gıdalara odaklanır ve et, süt ürünleri, yumurta ve beyaz un, rafine şeker ve yağ gibi yüksek oranda rafine edilmiş gıdaları hariç tutar veya en aza indirir.

Peki bu düzende hangi besinlere yer vermeliyiz? Cevap oldukça basit: bütün, rafine edilmemiş, bitki bazlı yiyecekler. Bu kadar. Bu yiyecekler;

  • Meyveler,
  • Sebzeler,
  • Tam tahıllar; Bulgur, kinoa, kahverengi pirinç, darı, kepekli buğday, yulaf, arpa vb. gibi tahıllar
  • Bakliyatlar; Her çeşit fasulye, nohut, mercimek türleri vs.
  • Yağlı tohumlar; fındık, ceviz, badem, keten tohumu olarak gruplandırılabilir.

 

KALORİ HESABI YOK

İşlenmemiş bitki bazlı beslenmenin en büyük avantajlarından biri, kalori saymanıza veya porsiyon kontrolü uygulamanıza gerek kalmamasıdır. Bitki bazlı yiyecekler daha fazla lif ve su içerdiğinden çok daha fazla hacme sahiptir. Bu hacim daha fazla yer kaplar, bu nedenle genel olarak daha az kalori tüketmemize rağmen midelerimiz açlık sinyallerini kapatmak için yeterince gerilir. Bu nedenle, bitki bazlı bir diyet, daha az kalori tüketirken aynı zamanda tok hissetmek için yemek yemenin tek yoludur.

Hiçbir yiyecek tek bir besin maddesi değildir ve yiyecekleri asla bu şekilde düşünmemeliyiz. En önemli şey genel besin profilidir. Bütün bitkisel gıdalar, hayvansal veya işlenmiş gıdalardan daha tutarlı oranlarda tüm temel besin maddelerini (B12 vitamini hariç) içerir.

Neden yediklerimizi kalitesiz paketlerde israf edelim ki? Zamanla çeşitli işlenmemiş, bitki bazlı yiyecekleri seçtiğimiz sürece, beslenme ihtiyaçlarımızı kolayca karşılayacağız.