Eczacı camiasında yeni oluşum: İstanbul Eczacı Çalışma Grubu

25 Eylül 2020 günü Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında, Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokol imzalandı. 1 Ekim’den itibaren yürürlüğe giren protokol, eczacı kamuoyunda çok konuşuldu. İstanbul Eczacı Çalışma Grubu (İSEÇ Grup) da protokole ilişkin bir dizi eleştirilerin yer aldığı bir duyuru yayınlayarak tepkisini ortaya koydu.

Grup adına açıklama yapan Ecz. Oğuz Tanıl Çete, yeni kurulmuş bir grup olduklarını belirterek şunları söyledi:

“Meslek örgütlerimiz maalesef son yıllarda eczacı sorunlarına uzak kaldılar. SGK ile imzalanan protokol metni bu durumun adeta kanıtı niteliğinde. Bizler meslek örgütlerimizin yetersizliğini gören ve bundan rahatsızlık duyan bir eczacı grubuyuz. SGK protokollerinden ilaç fiyatlandırmasına, yerli ilaç üretiminden gereğinden fazla fakülte açılmasına kadar eczacıların yığınla sorunu var. En çok serbest eczacıları ilgilendiren bu sorunlarla birlikte, kamuda ve özel sektörde çalışan eczacıların da bir dizi sorunları mevcut. Bizler bu sorunların hepsinin bilincindeyiz, hepsine dair çözüm önerilerimiz var. Yeri geldiğinde bunları paylaşacağız. SGK ile yapılan protokol görüşmelerini çok sıkı takip ettik ve gördük ki bu oda yönetimleri, bu merkez heyeti ile biz eczacılar, sorunlarımıza çare bulamayacağız. Sonuç olarak kamuoyuna yayınladığımız bu duyuru ile birlikte çağrı yapıyoruz. Bizler, birinci basamak sağlık hizmeti sunucuları olarak, mesleğimizin hak ettiği değeri görebilmesi için tüm gücümüzle çalışacağız ve eczacıların faydasına olacak tüm çalışmalara destek vereceğiz. İstanbul’da yakaladığımız bu enerjiyi tüm Türkiye’deki eczacılara yayacağız. İSEÇ olarak, güçlü birliğin tüm çözümlerin kaynağı olduğu inancındayız ve ‘Güçlü Birlik, Hep Birlikte’ sloganıyla yolumuza devam etme kararlılığındayız. Meslektaşlarımıza buradan sesleniyor ve birlikte çalışmaya davet ediyorum.

Ecz. Oğuz Tanıl Çete
Ecz. Oğuz Tanıl Çete

İstanbul Eczacı Çalışma Grubu’na çıktığı bu yolda başarılar diliyoruz.

Grubun SGK ile TEB arasında imzalanan 2020 yılı İlaç Temin Protokolü ile ilgili eczacı camiasına yaptığı açıklama:

“Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında, 20 Aralık 2019’da görüşmeleri başlayan, fakat Covid-19 salgını sebebiyle ertelenen 2020 yılı İlaç Temin Protokolü 25 Eylül 2020 günü imzalandı.

1 Ekim 2020 tarihi itibariyle yürürlüğe giren bu protokol incelendiğinde, TEB Merkez Heyeti’nin ve protokol komisyonunun, görüşmeleri ne kadar yetersiz ve hazırlıksız yürüttüğü ortaya çıkmıştır.

20 Aralık 2019’da başlayan bu görüşme süreci irdelendiğinde, kurumun tabir-i caizse ‘ölümü gösterip, sıtmaya razı etme’ taktiği izlediği ve TEB yöneticilerinin de sıtmaya razı olduğu aşikardır. İmzalanan protokol sonrası, eczacı kamuoyunda oluşan tepkiler ve itirazlar göstermektedir ki, bizler ‘sıtma’ya razı değiliz.

‘Olmazsa olmaz’ları olmadan, hazırlıksız bir şekilde, gerekirse masadan kalkıp tepkimizi koymaktan yoksun birlik yöneticileri, eczacı tabanından ne kadar kopuk, sorunlardan ne kadar uzak olduklarını bir kez daha gösterdiler.

Birinci basamak sağlık hizmetinin en önemli aktörlerinden olan, içinde bulunduğumuz Covid-19 salgını sürecinde üzerine düşen görevi fazlasıyla, onurla yapan ve bilfiil yapmaya devam eden, bu uğurda sağlık şehitleri veren biz eczacıları temsil eden hiçbir yönetici bu protokolün altına imza atmazdı!

GÖRÜŞME SÜRECİNDE NELER OLDU?

Eczacı kamuoyunun takip ettiği gibi 20 Aralık 2019’da başlayan görüşmelere Covid-19 salgını sebebiyle verilen ara sonrasında, 1 Temmuz 2020 tarihinde yeniden başlandı.

Bu süreçte kurum;

  • Sıralı dağıtım reçetelerinin iptali
  • Eczanelerde biyometrik kimlik doğrulama sistemi kullanılması
  • Kağıt reçetelerin eczanelerde taratılarak kuruma gönderilmesi
  • Kurum tarafından eczanelerde yapılacak denetimlerin şartlarının ağırlaştırılması

gibi kendine bağlı çalışan hekimlere yükleyemediği sorumlulukları eczacılara yüklemek istemiş, kurumlarında uygulamaya başlayamadıkları bir dizi kabul edilemez şartlarda bulunmuş, serbest çalışan eczanelere dikte ettirmeye çalışmıştır.

Bu taleplere itiraz etmek dışında bir şey üretemeyen, çözüm önerileri sunamayan, SUT ve medulanın uyumlulaştırılması konusunda yol kat edemeyen, ekonomik taleplerde ısrarlı olmayan merkez heyeti, başarısızlığın altına imza atmıştır.

Öyle bir başarısızlığın altına imza atmıştır ki; kuruma yapılan iskonto ve reçete başı hizmet bedelinin belirlendiği kademelendirme uygulaması, kuruma kesilen fatura bedeli üzerinden değil, yıllık toplam ciromuz üzerinden hesaplanmaya devam etmektedir. Bu durum, SGK haricinde vermiş olduğumuz tüm hizmetler için SGK’ya iskonto yapmaya devam edeceğiz anlamına gelmektedir.

Eczacı camiası büyük bir hayal kırıklığı içerisindedir. Olmazsa olmazlarımız arasında bulunan meslek hakkımız hala hor görülmeye devam etmektedir. Covid-19 salgınına karşı mücadelede; birinci basamakta fedakarca savaşan, tüm sorumluluklarını terinin son damlasına kadar en iyi şekilde yaparak toplumun takdirini kazanan bizlerin, meslek hakkı mücadelemizde yol alamamış olmamız bizce becerisizliktir.

NELER YAPILMALIYDI?

  1. SGK iskontosu ve eczanelerin kademelendirilmesi ve aynı şekilde reçete başı hizmet bedelinde yapılan kademelendirme, eczacı mücadelesini fiilen bölen, etkisizleştiren ve eczacıları ayrıştıran niteliktedir. İlkesel olarak tamamen karşı durulması gereken bir uygulamadır. Zaten birçok ilaçta perakende satış fiyatı haricinde kamu fiyatı adı altında ilaçlar fiyatlandırılarak, daha ucuz bir şekilde SGK’ya faturalandırılırken düşük kazançla çalışan eczaneler, kuruma bir de iskonto yapmaktadır. Ancak görüşmelerde bir planlama ile hareket edilip, aşama aşama kazanımlar elde edilerek iskontoların sıfırlanması, reçete başı hizmet bedelinin de meslek hakkı olarak sabitlenmesi sonucuna varılabileceğini düşünüyoruz.
  2. Bu görüşmelerde kademelendirmenin toplam ciro olarak değil, kuruma kesilen faturalar baz alınarak yapılmasında ısrarcı olunması gerektiği kanısındayız. Devletimiz ve bizler için ortak akıl ile en iyi çözüm bulunmalıydı. Ama maalesef eklenen ara baremler, eczacılık camiasına ‘kazanım’ olarak sunularak camiamız bile isteye yanıltılmıştır.

Bizim çözüm önerimiz; iskonto oranları; eczanelerin kuruma kestiği fatura bedelleri aylık kümülatif olarak hesaplanıp, anlaşılan bareme ulaştıktan sonra sabit iskonto oranı ile o yılın sonuna kadar indirim yapmasıdır. Reçete başı hizmet bedelleri de benzer bir şekilde belirlenebilir.

İlerleyen yıllardaki görüşmelerde bu konularda ısrarcı olunarak ‘sıfır iskonto’ ve sabit ‘meslek hakkı’ hedeflenir bir duruma getirilmelidir.

TEB Merkez Heyeti meslek hakkı ve iskonto gibi konuların, eczanelerin can damarı olan konular olduğunu bilmelidir.

  1. Pandemi süresince tüm sağlık çalışanları olarak büyük özverilerde bulunarak çalışmaktayız. Diğer sağlık çalışanları her ne kadar tatmin edici seviyede olmasa da, mücadeleleri ile belli kazanımlar elde edebilmişlerdir. Türk Eczacıları Birliği, sunulanı kabullenmek dışında bir şeyler üretebilseydi, güçlü liderlik gösterebilseydi, bizler de verdiğimiz emeklerin karşılığında, hükümet tarafından kuru teşekkürden öte kazanımlar sağlayabilirdik. En azından enflasyon karşısında bizleri ezdirmeyecek, eczaneleri iflas ile burun buruna getirmeyecek bir protokol bekliyorduk.
  2. Protokolde yer alan, kurumun herhangi bir sebeple yersiz ödeme olarak kabul ettiği ödemenin eczacıdan faizi ile tahsil edilmesi yöntemi bizleri zorda bırakan, kurumla mahkemelerde karşı karşıya kalmamıza neden olan bir yöntemdir. Bu yöntem kabul edilemez! Eczacının sahte reçete vs. sebeplerle kurumun yaptığı yersiz ödemelerdeki sorumluluğu azaltılmalı, yasa dışı gerçekleşmiş bir durum varsa, suçluluğu mahkemece kesinleşmeden eczacıya bir yaptırım uygulanmamalıdır.

GELECEK NASIL GELECEK?

Önümüzde döviz kurunun senelik güncellenmesinden kaynaklı bir fiyat geçiş (zam) süreci vardır. Geçtiğimiz yıllarda bu süreçlerde ilaç yokları ile boğuşan eczacının yanında olamayan TEB, bu sene önlemlerini alıp eczacıya yol gösterecek yöntemler üretmelidir.

Sektörün diğer bileşenlerini de (depolar, firmalar) kapsayıcı çalışmalar başlatıp, eskimiş İlaç Fiyat Kararnamesi’nin yenilenmesini sağlamalıdır.

Özellikle 4. ve 5. kademe ilaçların kademelendirilmesi fiyat artışlarına göre yeniden belirlenmelidir.

Sektörün üzerindeki kamu kurum iskontosu (KKİ) yükü azaltılmalı ve ilaç fiyatlarındaki karlılık oranları sektörün tüm bileşenlerini memnun edecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.

TEB, eczacıları maddi manevi rahata kavuşturacak düzenlemelerin uygulamaya konulması ile ilgili hedeflerini belirlemeli, bir planlama doğrultusunda yeni bir model oluşturup yapılacak çalışmalara önderlik ederek, bu çalışmaları kamuya sunmalıdır.

Mevcut çalışma yöntemleriyle sürekli başarısızlık yaşayan, son yıllarda mesleğin yaşadığı maddi ve manevi değer kayıplarına karşı bir şey üretemeyen, eczacı tabanından güvenini yitirmiş Türk Eczacıları Birliği yöneticilerimizi sorumlu davranmaya, eczacı camiasını da mesleğimize sahip çıkarak, tekrar eski gücümüze dönüp sesimizi örgütlü bir düzeyde yükseltmeye davet ediyoruz.

Bizler var gücümüzle çalışmaya, taşın altına elimizi sokmaya hazırız."

http://www.isecgrup.com/

 

Etiketler
İSEÇ Grup
İstanbul Eczacı Çalışma Grubu
eczacı camiası
eczacı