Çanakkale 1915; savaşlar ve salgınlar

“Salgın Hastalıklarda Ölümler”,

1914-1918 yıllarını anlatan

Sayın Pr.Dr.Hikmet Özdemir’in

Kitabını henüz okudum.

iş

Salgınlar ve savaşlar

tarihin her döneminde

ayrılmaz ikili.

Salgınlar da,

savaşlar gibi tarih yazdırır.

Tarihe bakarsak;

Araplar haçlıları sıtma,

Rusların Napolyon ordularını

tifo ile savdığını,

Kızılderili kırımı mikrop ile

yazar tarih.

NİÇİN HASTALANIRIZ?

İnsanlar niçin hastalanır?

Bu sorunun yanıtını Bakteriyog,

tıp reformcusu Rudolf Virchow:

“Değişen şartlardaki yaşam”

olarak vermiştir.

Yeme-içme alışkanlıkları,

ev yaşamı,

ticaret,

seyahet.

kısaca insanın içinde yaşadığı çevre.

Savaş alanı da bu tarife uyar.

Yaşam şartlarına müdahele,

Mikrop-insan dengesi de bozulması.

Mikroplar insanlara karşı katilleşmesi.

Savaşlarda muhareben çok,

salgın hastalıklardan ölümler fazla.

“BEYAZ HİLAL ALTINDA”

1914-1918 dört uzun yıl savaş.

Askerlik tarihinde ilk” küresel savaş”.

Hastalıklardan ölümler:1,5 milyon.

Tifo,tifüs,dizanteri …

Osmanlıda batılılara göre kayıp çok.

Orduya katılanların nerde ise üçte biri.

Sadece Çanakkale savaşında 55 bin şehit,

100 bin yaralı,

25 bin hastalıktan ölüm kayıtlara göre.

Cephede hijyen kuralları,

Sıhhi malzeme yetersiz.

Batıda tıbbi ilerleme var.

Tifüs etkeninin bit olduğu kanıtlanmış.

Tedbir alınmış.

6. Ordu Sıhhiye Reisi

Dr. Abdülkadir Noyan

Tifüs aşısını uygulamış.

Pek çok hekim cephede,

Ordusunun yanında,

vatan savunmasında.

18 MART 1915, ÇANAKKALE

19 Şubat 1915 İki İngiliz zırhlısı

Çanakkale’de.

Türk mevzilerini bombalar.

Fransızlar eşlik eder.

Gelibolu mahşer yeri.

Bütün millet seferber olur.

Atatürk Başkumandan.

Tıbbiyeliler de;

1918 de Çanakkale’de,

19 Mayıs 1919’da Bandırma vapurunda,

4 Eylül 1920 de Sivas Kongresi’nde

Tıbbiyeli Hikmet

Vatan savunmasında

Hep en önde

Atatürk’le beraber.

“Ya istiklal, ya ölüm!“ diyerek.

NE SAVAŞ, NE DE HASTALIK!

Savaş acı,

göz yaşı demek.

Savaş hastalık,

ölüm demek

Savaşsız bir dünya mümkün mü?

Barış içinde kim yaşamak istemez.

Atatürk cevabını vermiş.

“Yurtta sulh, cihanda sulh!” diyerek.