Diyabet hastaları için coronavirüs rehberi

Uluslararası Diyabet Federasyonu verilerine göre dünyada; 11 yetişkinden 1’i diyabetli, 2 diyabetli yetişkinden 1’ine (yüzde 46,5) teşhis konulmamış, bu kişiler diyabetli olduğunu bilmiyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 10’u diyabete harcanıyor. Diyabetli 5 kişiden 1’si 65 yaş üstünde. Diyabetli 3 kişiden 2’si kentlerde yaşıyor. Yaklaşık dörtte üçü (yüzde 79) düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor.

Dünya Sağlık Örgütü Türkiye’de 2000 yılında yaklaşık 3 milyon olan diyabetli sayısının 2030 yılında 6,5 milyona ulaşacağını öngördü. Ancak 2030 için tahmin edilen bu değer 2014 yılında aşıldı ve ülkedeki diyabetli sayısı 7 milyonun üstüne çıktı.

Dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği zor dönemde sizin şahsınızda bütün sağlık çalışanlarımıza gösterdikleri fedakarlık ve cesaretten dolayı teşekkür etmek istiyoruz.
COVID-19 gündemimize girdiğinden bu yana yaşlı ve kronik hastalığı olanların “riskli grup” diye tarif edildiklerini ve daha dikkatli olması gerektiklerini biliyoruz. Bugün bu riskli gruplar içerisinde ülkemizde de yaygın olan Diyabet (şeker hastalığı) hastalarının merak ettiklerini size sormak istiyoruz.


1-COVID-19 virüsüne karşı şeker hastaları neden riskli gruptalar?

Şeker hastalığı bağışıklık sisteminin bozulması ile ilişkili bir hastalıktır. Yüksek şeker seviyelerinde bağışıklık hücrelerinin çalışması olumsuz etkilenir, dolaşım sistemi ve doku perfüzyonu bozulur ve şeker hastaları, normal şartlarda hastalığa neden olmayan mikroorganizmalar tarafından bile enfekte edilebilirler. Bu nedenle, Covid-19 gibi hızla yayılan bir virüs söz konusu olduğu zaman şeker hastaları, sağlıklı insanlara göre daha yüksek risk altında kalırlar. Bu hastalarda iyileşme gecikir ve hastalık daha şiddetli seyreder, komplikasyon riski artar, solunum yetersizliği ve yoğun bakım ihtiyacı daha sık görülür.

2-Şeker hastalarının diyete uygun beslenmesi ve düzenli egzersiz yapması gerekiyor. Evde kalarak daha az kalori harcadığımız bu dönemde nasıl bir beslenme düzeni oluşturulmalıdır?

Şeker hastalarının beslenmesi ağırlıklı olarak taze sebze, et ve yumurta gibi proteinler ve tam tahıllar, baklagiller gibi kaliteli karbonhidratlardan oluşmalıdır. Sık sık ve az miktarlardan oluşan öğünler devam etmelidir. Yeterli egzersiz yapılması halinde kalori azaltılmasına gerek yoktur. Hastalık endişesi nedeniyle stresin artması şeker regülasyonunu olumsuz etkileyebilir. Bu dönemde evimizin açık alanı varsa açık havada, buna imkan yoksa evde internet üzerinden egzersiz videoları eşliğinde egzersiz yapılabilir.

3- COVID-19 virüsü ile hayati durumlar dışında evlerimizden çıkmıyoruz. Evde insülin salınımını arttırmak mümkün mü? Bu yeni duruma bağlı olarak ilaçlarda doz değişikliğe gitmek gerekirse ne yapılmasını önerirsiniz?

İnsülin salınımının artması için bazı ilaç grupları kullanılır ama bu sadece tip 2 diyabet için geçerlidir. Diyabet hastaları yeterli miktarda insülin salgılayamadıkları için tedavide ya insülin artırılır ya da var olan insülinin etkili kullanılması sağlanır. Diyabet hastalarının ilaç dozlarını kendilerinin değiştirmesini ya da kendi başlarına tedavilerinde bulunmayan ilaçları kullanmalarını tavsiye etmiyoruz. Bu durumda hastalığını takip eden doktorlarıyla telefon ya da internet üzerinden iletişim kurabilirler.

5-Şeker hastalarının düzenli kullandıkları ilaçlar biterse hastanelere gitmeden nasıl temin edecekler?

Artık raporlu ilaçlar doktora gitmeden eczanelerden temin edilebiliyor. Bunun dışında kronik hastalığı olanlar ve 65 yaş üzeri hastaların ihtiyaçlarını karşılamak üzere 155,156,112 acil hatları üzerinden taleplerini iletebilirler. Bu talepler valilik ve kaymakamlıklar tarafından yönetilen “Vefa Koordinasyon Grubu” tarafından yönetilecek.

6-Dünya geneli COVID-19 virüsüne yakalanan şeker hastalarının durumuna dair istatistik nedir?

Hastalık daha çok yeni olduğu için bu konudaki verilere ihtiyatla yaklaşmak gerekir, bu konuda en fazla veri Çin'den geliyor. Tek tek yayınlara bakıldığı zaman Covid19 nedeniyle hastaneye yatırılan hastalarda diyabet oranı %12-20 arasında değişiyor. Mart 2020'de yayınlanan ve 8 yayın, 46248 hastayı kapsayan bir metaanalizde bu oran %8 olarak verilmiş. Metaanalizle tek tek yayınların verdiği sonuçlar arasındaki fark diyabetik hastalarda hospitalizasyon ihtiyacının daha fazla olması ile açıklanabilir. Şu andaki bilgilerimize göre diyabetik hastalarda yoğun bakım ve mekanik ventilasyon ihtiyacı da artar, hastalık daha ağır seyreder ve hayati risk daha yüksektir.

7-Şeker hastalığında yaş ortalaması giderek düşmekle birlikte hala yaygın olarak ileri yaş grubundaki insanlarda görülmektedir. Son olarak Yaşlı ve şeker hastası olan vatandaşlarımıza ne söylemek istersiniz.

Evlerinden mecburi olmadıkça çıkmasınlar. Genel hijyen tedbirlerine başta 65 yaş üzeri olmak üzere her yaştan diyabet hastası daha çok dikkat etmelidir. Burada klinik tecrübeme dayanarak sadece manifest diabet hastalarının değil, prediabet olup kan şekerleri düşen hastaları da uyarmak isterim, onların da bağışıklık sistemi iyi çalışmıyor, onlar da risk altındalar.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hikmet Çevik

Yeni yorum ekle

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.