Konuların uzmanıyım, eğitimini de en iyi ben bilirim (mi?)

.

Büyük bir kısmı birinci basamak sağlık kuruluşlarında kısıtlı imkânlarla çok daha basit vakaları çözmekten sorumlu sağlık hizmeti verecek olan öğrencilerimizi, üçüncü basamakta MR, BT, USG gibi imkânlar içinde ileri düzeydeki vakalarla eğitiyoruz.

Sizce burada bir sorun yok mu?

İsterseniz verilerle konuşalım. Mesela Kadın Hastalıkları ve Doğum eğitim programları…

Türkiye’den üç araştırmacı, yaklaşık beş yıl önce Türkiye’deki 54 tıp fakültesinin mezuniyet öncesi dönem (ilk 6 yıl) Kadın Doğum resmî/yazılı eğitim programını sıkı bir şekilde inceliyor.

Bulgular şöyle:

İstisnasız her fakültede yer alan sadece iki konu var: Yüksek riskli gebelikler ve Over ca.

Hiçbir fakültede olmayan konular: Nöral tüp defektleri ve onkolojik aciller.

Temel konular arasında yer almalarına rağmen;
kadınlarda seksüel disfonksiyon (vajinismus vd.) sadece 15 fakültenin,
kandidiyazis/vajinal akıntı sadece 13 fakültenin,
kromozomal bozukluklar (antenatal tarama vd.) sadece 11 fakültenin yazılı programında yer alıyor.

Temel konular arasında ortalama en fazla ders saatine (3,8 saat) sahip olan konu infertilite, en az ders saatine (1,0 saat) ise kandidiyazis/vajinal akıntı sahip. Genital enfeksiyonlara 1,4 saat ayrılmış.

Ülkemizde tıp fakültesi mezunlarımızın büyük bir kısmı ilk olarak birinci basamak sağlık kuruluşlarında, daha az gelişmiş bölgelerde, kısıtlı imkânlarla çalışıyorlar. Dolayısıyla onlardan beklenen, vajinal akıntı ile gelen hastayı tedavi etmeleri, infertiliteye ise ön tanı koyarak üst basamağa sevk etmeleri.

Bu beklentiyi nereden biliyoruz? Her bir hastalık/durum için tıp fakültesi mezununun sahip olması gereken seviyeyi, birinci basamağın gerekliliklerini göz önüne alarak Ulusal Çekirdek Eğitim Programı belirlemiş. Genital enfeksiyonlar için seviye TT‐K (Tanı, tedavi ve koruma) iken infertiliteye sebep olan pek çok durum için beklenen seviye ÖnT (Ön Tanı).

Durum böyleyken biz ne yapıyoruz? İnfertiliteye yaklaşık dört saat ayırırken, vajinal akıntıya sadece bir saat ayırıyoruz.

Over ca ve serviks ca için istenen seviye ÖnT (Ön Tanı) iken, biz her birine 2,4 saat veriyor, toplamda yaklaşık 5 ders saatini bu konulara ayırıyoruz. Vajinal akıntı ise bir saatte bitiyor. Sonra da mezunlardan vajinal akıntıyı tedavi etmesini istiyor, edemeyince de kızıyoruz. Over ca’nın evrelemelerini sorsanız, mezunumuz daha çok şey söyleyecek durumda.

Örnekleri oradan verdik ama söz konusu sorun sadece Kadın Doğum alanına ait değil, pek çok ana bilim dalının eğitim programında bu sorun mevcut.

Evet, resmî/yazılı eğitim programı her şey değildir. Örtük program ve gerçekleşen program doğal olarak farklı olabilir ama resmî program, gerçekleşen programın ne olduğunu büyük ölçüde tahmin etmemizi sağlayabiliyor. Eğiticilerin üçüncü basamakta görev yapıyor olması, onların, her gün gördükleri ileri düzey vakaları normalleştirmesini ve “olması gereken düzey” olarak birinci basamak düzeyini değil, ileri düzeyi görmelerini doğuruyor olabilir.

Görünen o ki eğiticilerimiz, “ben ne yapıyorsam öğrenciler de onu öğrenmeli” ön kabulünü sorgulamadan, üçüncü basamak düzeyini birinci basamakta görev yapacak olan öğrencilerimizden bekliyor. Böyle olunca öğrencilerimiz ne ileri düzeyi öğrenebiliyor, ne de birinci basamak düzeyini; ezberleyip geçiyor, sınav sonrasında da unutuyor. Bu, eğitim programlarının ve ölçme-değerlendirme sisteminin geliştirilmesinde sistematik bir yaklaşımı benimsemediğimiz gerçeğinin bir başka tezahürü aslında.

Over ca’nın tedavi edilmesi ihtiyacı nasıl bilimsel bulgulara göre sistematik bir izlekten yararlanılarak gideriliyorsa, eğitim ihtiyacı da bilimsel yollarla sistematik şekilde giderilmeli. Alanının uzmanı olduğundan asla şüphe duyulamayacak olan çok değerli eğiticilerimiz, tıp eğitimi alanının uzmanlarını barındıran bir Tıp Eğitimi Anabilim Dalı’na danışmaktan çekinmemeliler. Bu, onların kendi alanlarında eksik oldukları anlamına gelmiyor.

Genel Cerrahi uzmanı bir hekim, hastasında kardiyolojik bir sorun oluştuğunda Kardiyoloji uzmanına nasıl danışıyorsa, bu hekimin eğitim konusunda da eğitim uzmanına danışmasından daha doğal ne olabilir?

Birinci basamakta hakkıyla görev yapabilen, toplum sağlığını koruyan ve geliştiren, üçüncü basamağın yükünü azaltabilecek nitelikte hekimler yetiştirme gibi bir derdiniz varsa, lütfen fakültenizdeki Tıp Eğitimi Anabilim Dalı’na danışın.

Böyle bir derdiniz yoksa ne diyelim, hepimize geçmiş olsun.

 

Tıp Eğitimi alanından bilgiler için takip etmeniz önerilir: https://twitter.com/tipegitim

Yazıda bahsi geçen kaynaklar

Sezik, M., Gurpinar, E., & Zayim, N. (2019). Nationwide content analysis of undergraduate obstetrics and gynaecology clinical curricula in Turkish medical schools. Journal of Obstetrics and Gynaecology, 39(2), 170-175.

Tıp Fakültesi - Ulusal Çekirdek Eğitim Programı-2020. (2020). Tıp Eğitimi Dünyası, 19(57-1), 1-146. https://dergipark.org.tr/tr/pub/ted/issue/53729/716873

 

 

Kâmil Vâsık Yûzey

Etiketler
tıp eğitim